Benim hikayem yaklaşık 15 yıl önce başladı. Tam 15 yıldır sayısız diyetler bir çok spor salonu, bir çok yasak ve sonrasında gelen sayısız yeme atağı ve istisnasız yediğim her lokmada çok yoğun suçluluk, üzüntü ve mutsuzluk hissettim. Her seferinde yeniden başladım diyete. Daha büyük yeme atakları ve katlanarak büyüyen bir döngüyle karşı karşıya kaldım. Bu kısır döngü; bedenimi, duygularımı sevmemi, kendimle bağ kurmamı, biricikliğimi onurlandırmamı zorlaştırdı. Koşulsuz sevilmeye layık değildim, bırakın sevilmeyi istediğim bir kıyafeti almayı bile hak etmiyordum çünkü zaten eksiksiz diyet yapıp yeteri kadar zayıflarsam istediğim kıyafetleri alacaktım, Biraz daha dayanıp o kiloya ulaşmalıydım. Fakat eksiksiz diyet asla olmadı ve her diyetin sonunda daha büyük yeme atakları oldu.
Burada bir anormallik yok mu? Sadece gerçekten aç olduğum için yediğim bir akşam yemeği ne kadar yanlış olabilir? Dünyada şükrederek yiyebileceğim sayısız yemek varken neden istisnasız her yemeğin sonunda bu kadar mutsuz , üzgün ,suçlu hissediyorum? Bunları sesli bir şekilde dile getirirken, bir paylaşımınıza denk geldim, "Yemek ile ilişkimizi anlamak ve iyileştirmek" Yazanları okuduğum an sesime cevap geldi dedim :) Diyet yok, kalori saymak yok, dilediğini ye, doyduğunda bırak, yemek yerken keyif al ve sağlıklı kiloya eriş.. Ütopik geldi bir an ama o kadar ihtiyacım olan cümlelerdi ki... Veee sizinle iletişime geçtim, her soruma uzun uzun cevap verdiniz, daha ilk andan sorularıma yanıt almaya başladım ve biz beraber bir yolculuğa çıktık.Kıymetli beden.zihin.besin ekibi.. Öyle değerli öyle güzel bilgiler paylaşıyorsunuz ki benimle. Bu sadece yemekle değil kendimle, bedenimle, duygularımla, çocukluğumla barışma yolculuğu, Verdiğiniz bilgilerle; kalbime, ruhuma bedenime öyle nefis tohumlar ekiyorsunuz ki hemen güzelliklerini toplayabiliyorum. Bu çok kıymetli ve uzun soluklu bir yolculuk. Siz sahici bir dost gibi her an sımsıcak yanımdasınız.. Hep destek oluyorsunuz bana.
İnanır mısınız? İçim kıpır kıpır.. Gözlerimi kapatıyorum, kendimi deniz kenarında tepemde sonsuz gökyüzü, çıplak ayakla kumların üzerine basarken hayal ediyorum özgürce dans ediyorum güzel bedenimle...Yüzümde kocaman bir gülümseme ❣ Kalbimin çok derin ve güzel bir yerine yerleşen Ezgi ve Zümrüt Hocam.. Teşekkür ederim; bu yolculukta yanımda olduğunuz için, adım atarken elimden tutup desteklediğiniz için, kalbime umut, sevgi tohumlarını serptiğiniz için. Bir kapı açıldı ve iyi ki açıldı...Sevgiyle, aşkla, kendimizle temasta kalalım ve o istediğimiz kıyafeti hemen alalım😊İyi ki❣
Sizinle yaklaşık 2-3 ay suren bu yolculuğun hayatımda bu kadar büyük bir fark yaratacağını asla hayal edemezdim. Sizinle tanışmadan hemen önce, bedenimle ve kilomla ilgili ne kadar kotu hissettiğim anları asla unutamam. Gercekten, 33 yaşıma kadar hayatımın çok büyük bir kısmı, farkında olmadan veya bilinçli bir sekilde kalori saydığım, hesap yaptığım, kendime yasakladığım veya inadına yediğim günlerle dolu. Dogum yapmış olmak veya hipotiroidimin olması veya 30 yasini geçtiğim icin kilo vermenin zorlaştığını asla ve asla kabul etmiyordum. Sürekli kilo verememe sebeplerini arayıp kendime yüklenip, kendimi suçlayıp, irademi suçlayıp arkasından da tekrar karar verip bir iki gün sonra tekrar bozuyordum, asla düzenli istikrarlı değildi. Kendimle savaşım hiçbir an durmadığı için, bedenimden de kendimden de nefret etmeye başlamıştım. Artık her gün üzgün, bitkin ve caresiz hissediyordum. Akabinde, ya bu konuyu çöz ya da sus diye kendimle savaşırken, "Yemek ile İlişkimizi Anlamak ve İyileştirmek” eğitimi karşıma çıktı. Eğer böyle bir şey mümkünse, gercekten bunu çözmek istiyorum, kaybedecek hiçbir şeyim yok nasılsa diyerek iyi ki sizinle iletişime geçtim.
Bu noktadan sonrası zaten bambaşka ve özgür bir dünyanın başlangıcıydı ve henüz eğitimin daha yarısındayken bile kafa yapım tamamen değişmişti! Her gün kalori saymak, porsiyon düşünmek, ne yiyebilirim ya da yemesem daha iyi olur düşünmektense önem verdiğim ve keyif aldığım şeylere, aileme çocuğuma zaman ayırabilmeye başladım ve kesinlikle bu eğitimin amacı yemekle ilişki düzenlemek olsa da hayatın ta kendisini düzenliyor! Sizin durmanızı, kendinize bağlanmanızı ve fabrika ayarlarınıza dönmenizi sağlıyor! :) Ayni zamanda içinize dönüp hangi duygularla nasıl başa çıktığınızı, nasıl tepki verdiginizi bir daha gözden geçirmenizi sağlıyor.
Müthiş bir özgürlüktü bu hissettiğim. Ve o özgürlüğün verdigi o hafiflik duygusu ile de hem psikolojik olarak rahatladım, fiziksel olarak da aslında kilo vermek ile ilgili acelemin de olmadigini anladım. Çünkü zaman algısı da değişiyor! Aslında ben iki ay içerisinde hayalimdeki vücuda kavuşmak istiyorum amacında iken bir ay içerisinde düşünce seklim tamamen değişti ve şu an gerçekten sağlıklı olduğum vücuda peyderpey ulaşacağıma emin olduğum için de bir acelem kalmadı. Yemeklerle barışmak meğer iç mutluluğu, iç huzuru sağlamakmış ve en önemlisi özgür olmakmış!
Öyle bir özgürleşmeden bahsediyorum ki aslında yemeklerin sayılardan ibaret olmadığı kilo alıp vermenin matematik olmadığını, bildiginiz neredeyse her seyin yanlış ve kurmaca oldugunu farketmeyle gelen bir özgürlük. Zihnin bedene hükmedebildiğini zannettiğimiz, daha dogrusu kendimizi bildigimiz bileli boyle düşünmemizi isteyen sistemlerin aslında bize söylemediği kısmın, hem çok basit hem çok komplike olan bu vücut yapısına herhangi bir kural dayatmanın asla cevap vermeyeceği idi.
Bana hiçbir kisi, bu düsüncelerimin bu kadar kısa bir surede değişebileceğini ve mümkün olabileceğini söylese inanmazdım, o da ayrı bir mesele :)
Hepinize çok içten kocaman teşekkürler! İyi ki varsınız!
Sevgili Güzel İnsan,
Öncelikle bu programla ilgileniyorsan seni kutlamama izin ver. Hayatınla ilgili çok güzel bir eşiktesin ve pek çok şey artık senin için farklı bir şekilde gelişebilir. Veya öylesine olduğunu düşündüğün bir şekilde bu programla karşılaştıysan da ne harika bir şey ki kendin için çok anlamlı bir çağrı almış olabilirsin.
Benim yolculuğum obsesif derecede takıntılı bir şekilde sağlıklı beslenmeye çalışmamla başladı. Uzun bir süre bu şekilde yaşamaya alışınca kendime yiyebilmek için izin verdiğim şeylerin sayısı çok aza inmişti. Bu süreçle birlikte anoreksiya da yol arkadaşlarımdan birisi haline gelmişti. Sonrasında o kadar bastırılmışlık ve yoksunluk duygularıyla birlikte ailemin aslında bu şekilde yardımcı olmaya çalıştıkları ısrarları sayesinde beslenmemi çeşitlendirmeye başlamıştım. Ne var ki, bu sefer de suçluluk duygusu bulimiaya kapıyı aralamıştı. Benim Ezgi Hoca’m ve Zümrüt Hanım ile tanışmam işte bu zorlukların hediyesi. Önce Dans ve Hareket Terapisi’yle ardından da bu Sezgisel Beslenme Programı’yla şu anda kendimle çok daha iyi bir noktadayım. Öyle ki anoreksiya ve bulimia hayatımdan çıktı. Bu olurken hem kendimi hem bedenimi hem yiyecekleri hem de doğayı keşfetme sürecim başladı. Bu program öyle bir şey ki senin gerçekten ihtiyacın olanı arayabilmen, bulabilmen için sana yardımcı oluyor. Yol arkadaşı oluyor. Rotadaki kılavuz noktalar profesyonel bir şekilde oluşturulurken senin ihtiyaç duyduğun noktalar sana özel düşünülüyor. Ezgi Hocam ve Zümrüt Hanım geliştirmeye ihtiyaç duyduğun noktalarla daha farkındalıklı bir şekilde ilgilenebilmen için seninle birlikte düşünüp çalışıyor. Hatta o anda duygusal dalgalanmalar nedeniyle beni, benim iyi olmamı benden daha fazla düşünmüş bile olabilirler.
Eğer bu programa katılma kararı alırsan hayatının bu süreçten öncesi gibi olmayacağını, istesen de olamayacağını sana söyleyebilirim. Çünkü bu programda bu zamana kadar neyi neden yaptığını berrak bir şekilde görüp yeni ve sana daha iyi gelecek şeylerle değiştiriyorsun. Bunu başarıyorsun yani. Ve başardığını görüp bilince aksine inanmak pek mümkün olmuyor. Bu demek değildir ki her şey süt liman olacak, “mükemmel” ilerleyecek. Böyle olabilir de olmayabilir de. Bu programda öğreneceksin ki “mükemmel” olmadığı zaman da senin sen olmana, kendini yeniden beslemene, hayatına devam etmene ve kendini cezalandırmadan sevmene hakkın var. Zamanla bunu yapmak yerine eğer istersen kendine her gün başka bir hediye vermeyi öğreniyorsun. Çünkü her seferinde “Neyi farklı yapabilirdim?” diye sormayı da öğreniyorsun. Sadece beslenmeyle, bedeninle ilişkini değil hayatla kurduğun bağı iyileştiriyorsun temelde. Bir gün sarıp sarmalanmak, şefkat görmek ihtiyacımın olduğunu hissettiğimde herhangi bir şeyi değil de yumuşacık bir hırkayı giymeyi tercih etmemi öğrenmem gibi. Hala kendimle çalışıyorum. Zaman zaman çok iyi olurken zaman zaman o kadar da iyi olmayabiliyorum. Sorun değil. Hayatta sihirli değnek diye bir şey yok. Bu program adeta sihirli etkilerde bulundu, evet. Yine de hiçbir şeyin kendi kendine hayatımı güzelleştirecek bir peri tozu olmadığının da bilincindeyim. Ben öğrendiklerimi uygulamayı tercih ettikçe hayatım daha da güzelleşecek. Bu senin için de öyle. Ezgi Hoca ve Zümrüt Hanım’la birlikte Sezgisel Beslenme Programı o kadar kıymetli yol arkadaşları ki bu yolculuğa çıkmaya karar verdiğin için ne kadar doğru bir adım attığını sen kendin göreceksin. Öyle ki sadece program sonunda değil, hayatın boyunca.
Kendinle buluşup hoş sohbet edebilmenin getirdiği o naif duyguları her hissettiğinde ne demek istediğimi, neler hissettiğimi anlayacağına gönülden inanıyorum. İhtiyacı olan her ruhun huzura erişmesini diliyorum.
Sonsuz sevgi ve minnetle…
Programa baslamadan önce "insan kendine böylesine acımasız davranırken bir başkasının nasıl bir etkisi olabilir ki?" diye düşünürken, içimden yepyeni bir ben çıkmasına şahit oldum. Şefkatle, sabırla ve samimiyetle beni çepeçevre sarmalayıp, içimdeki o doğru sesi duyana kadar çabaladılar. Sizler harikasınız sayenizde icimde cılızlaşan o doğru ses çığlıklar atıyor. Beynimdeki butun yanlış kodlardan, kurallardan ve tabulardan kurtuldum. Cogu seyin ne kadar yanlış oldugunu ve bunun ne kadar bana zarar verdigini keşfediyorum. Bu kadar çok yanlışı kodlanmışken insanin kendini doğru olan yeni birseye ikna etmesi biraz zaman alıyor ama en azından icimdeki o doğru ve sağlıklı ses artık hep benimle🥰 Kendimin kurtulusunu ve yeniden doğuşumu kutluyorum. Hep dediğim gibi "çok çok sevgiler, çok çok öpücükler" ❤
Merhaba yol arkadaşlarım, Sizler uzun ve gel gitli bir yolda bana eşlik ettiğiniz için böyle söylemek geldi içimden. Bu süreç nasıl geçti, ne zaman başladık, ne zaman bitti anlamadım bile. Tamamen tesadüf eseri sizlerle karşılaştım ve hayatımdaki en güzel tesadüflerden birisi oldunuz. Geriye dönüp baktığımda ilk gün yaptığımız görüşmeden önceki halimi düşündüm. O zaman sanki bir liste verilecek o listeyi uygulama noktasında destek olacağınızı düşünmüştüm. Sonra bir baktım ortada ne liste var ne başka bir şey. Sadece bana güvenen yol arkadaşlarım var. O kadar çok içimize işlemiş bir sistemi olması gereken hale döndürmeye çalışmanın ne kadar zor olduğunu gördüm bu süreçte. Bu dönüşüm sadece benim beslenme düzenimi değil aslında hayatımın birçok noktasında etkili oldu. Ne zamandır bitiremediğim işlerim teker teker bitti, geçmeyen omuz ağrılarım oldukça azaldı ama en önemlisi çocuklarımın beslemesi ile ilgili doğru bildiğim yanlışları düzeltmem oldu. Aslında anlatacak o kadar şey var ki. Ama en önemlisi bizim kendimizle baş etmemizi öğrenmemiz sırasında nasıl destek olduğunuz bence. Acaba nasıl diye düşünenlere rahatlıkla şunu söylemek isterim. Sadece yemek ile olan değil kendiniz ile olan ilişkinizde düzenleme yapmak istiyorsanız hiç kaçırmayın. Nefes almanın nasıl hayatımızı değiştirdiğini görseniz gerçekten çok şaşırırsınız. Keşke kendime hiç bu kadar haksızlık yapmadan yıllar önce karşılaşsaydım sizlerle. Çocukluğumdan aklımda kalan özgürlüğü bana yeniden yaşattığınız için, yol arkadaşı olduğunuz ve daha bir çok şey için çok teşekkür ederim.
Aslında hiç de farkında olmadığım yeme kalıplarının için kayboluyormuşum ve uygulayamadığımda inanılmaz bir suçlama, kendi kendimi eleştirmeyi alışkanlık haline getirmişim. Tamamen kilo ilgili değil bahsettiğim kalıplar, sağlıklı beslenme adına da aslında ihtiyaç duyduğumda ve canım istediğinde bir şeyleri kesmiş olmak... Bu programa başlayana kadar asla farkında değildim beslenmeyle ilgili bu kadar hırpalayan ve yoran bir bakış açımın olduğunun. Şu an çok daha özgür hissediyorum. Elbette, hala senelerdir alışkanlık haline getirdiğim düşünceler, tavırlar, davranışlar hemen değişmiyor ama eskisi kadar sıkı sıkıya sarılmıyorum, çok kısa sürede atlatabiliyorum. Beslenirken özgür olmak harika bir hismiş. Henüz program bitmedi ama şimdiye kadar olan süreçten keyif alıyorum, motive oluyorum ve hiç doymadığımı düşündüğüm noktada aslında doyduğumu hissetmek harika bir his.
**
Bir süre oluyor biteli ama hala "aa demek böyleymiş, aa böyle mi oluyormuş, vay canına vs..." diye diye şaşıyorum hala. Bu kadar temel bir ihtiyaçla aramın ne kadar bozuk olduğuna inanamadım ve bir sürü şeyi fark ederken, yeme/içme işlerini görmezden gelmek... Dönemsel kilo verme/alma çabaları, kendine yasaklar, yasaklarla çektiğin eziyetler, feda ettiklerim... çok yıpratıcı ve yorucuydu. Tüm bunlara reset atmak kolay değil ama oluyor, yavaş yavaş ama sağlam oluyor!
Belli başlı şeylerden bahsetmek isterim;
Sevgili Zümrüt Hanim ve sevgili Ezgi,
Birkaç hafta oldu sizin ile 'Yiyeceklerle İlişkimizi Anlamak ve İyileştirmek' programımızı tamamlayalı ve size tekrar teşekkür etmek istedim. O kadar iyi geldi ki, kafamda, ruhumdaki bütün yemek ve beslenmeyle olan karmaşık düsünceler, yorucu sorular ve korkularımı yenebildim, sizin sayenizde.
Çok kibar, samimi, anlayışlı ve sabırlı bir sekilde güler yüzlü yaklaşımınız için de ayrıca teşekkür ederim. Tüm süreç benim için çok keyifli geçti.
İyi ki katılmışım! Artık kendime, bendenime ruhuma daha çok güveniyorum. Dergilerdeki, sosyal medya veya çevremde olan beslenme, diyet ve kilo tartışmalarının ve önerilerinin hiçbirisini takmıyorum, sağlıklı, dengeli, canımın istediği gibi besleniyorum. Enteresandır ki çok fazla da yemiyorum artık, aşırı yemelerim durdu. Benim artık sizin sayenizde ömür boyu uygulayabileceğim beslenme ile ilgili bir yol haritam var ve çok da iyi gidiyor. Kaldı ki pandemi döneminde, en zor zamanımda bile başarabildiğimi görüyorum bunu. Eminim bundan sonra çok daha rahat edeceğim. Sadece fiziksel degil mental olarak da artık daha rahat mutlu ve sağlıklıyım beslenme konusunda. Bir de tüm bunların üstüne kilo da verdim ve vermeye devam ediyorum. Söylemeden edemedim :))
Herkese sizin programınızı şiddetle tavsiye edebilirim.
Almanyadan sevgilerimle,
Merhabalar,
Son iki yılda "yeme bozukluğu", "duygusal yeme", "tıkınma davranışları" sebebiyle yaklaşık 20 kilo aldım. Bu programa katıldığımda ise asıl meselenin bütüncül bir beslenmeye sahip olmamamdan kaynaklandığını öğrendim. Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanım ile yaptığımız seanslarda kendimi, bedenimi, kendimle ve yemekle olan ilişkimi tanımamı, anlamamı sağlayacak farkındalıklar kazandım. Öncelikle hücrelerimi beslemeyi öğrendim. Aç kaldığım zaman geceleri yeme krizleri yaşadığımı ancak kendimi gün içinde dengeli ve keyifli beslersem bu krizlerin gelmediğini ya da daha kolay kontrol altına alabildiğimi gördüm. Hiçbir diyet programına uymadan, tamamen kendimi dinleyerek, "canım ne istiyorsa yiyerek" kilo kaybetmeye başladım. Gün içinde devamlı olarak ne yiyeceğimin planını yapmadan da kilo verilebileceğini anladım ve bu sayede kendimi özgür hissetmeye başladım. Kırılamayacak bir döngünün içinde olduğunu düşündüğüm kilo alma sürecim, öncelikle kendime doğru attığım bir adım ile kırıldı. Kendime yasakladığım ve eğer sağlıklı besleneceksem asla yememeliyim diye düşündüğüm yiyecekleri, hayatımdan tamamen çıkarmadan da dengeli beslenebileceğimi anladım. Her seferinde bu son cips, çikolata yiyişim diyerek kendime imkansız bir şeyi dayattığımı ve bu durumun yasaklı yiyecekleri daha fazla yememle sonuçlandığını fark ettim. Cipsi kendime yasaklamadığımda yalnızca keyif almak için küçük miktarlarda da yiyebildiğimi, evime aldığım çikolata kavanozunun haftalarca bitmeden, kaşıklanmadan da durabileceğini, regl dönemlerinde tatlı krizlerine girmek zorunda olunmadığını öğrendim. Bir noktada yiyeceklerle olan ilişkimiz doğal dengesinden uzaklaşabiliyor. Çünkü biz kendimizden uzaklaşıyoruz. Bu program beni kendime ve dengeme yaklaştırdı. Ancak her zaman olduğu gibi çabalamadan bir sonuç alabilmek mümkün değil. Bu yüzden bu kapsamlı ve çok ince düşünülmüş, tasarlanmış programdaki her detayı dikkate almak ve uygulamak için çaba göstermek gerekli. Üstünde fazla duramadığım adımlara, geri dönüp her zaman tekrar bakabileceğimi, öğrendiklerimin benimle her zaman kalabileceğini, yaşamımın her dönemine uyarlanabileceğini bilmek bu açıdan çok önemli. Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanım'a sabırları, ilgileri, bana kattıkları her şey için çok teşekkür ediyorum.
Beslenme ve vücut kalıplarıyla tanışmam ben daha çok küçükken başlamıştı. İlk anılarımda yuvada aç olmamama rağmen öğretmenim tarafından zorla ağzıma verilen yemekler ve çevremdekilerin zayıflığıma yaptığı bolca endişe ve yargılama barındıran yorumları var. Fiziksel açıdan çok aktif bir çocukluk geçirmemin yanı sıra hızlı metabolizmam ve uzun boyum nedeniyle ergenliğimin sonlarına kadar toplum açısından zayıf hatta hastalıklı tabir edilen bir vücut tipim vardı. Ancak bu baskıların ergenlik sürecinde ve sonrasında beni nasıl etkileyebileceğini asla tahmin etmezdim. Pandemi sebebiyle hem hareketli günlük hayatımı geride bırakmak zorunda kaldım hem de duygusal yeme alışkanlığımın sıklaştığına şahit oldum. Pandemi ertesi tahmin edilebileceği gibi bedenim ilk defa “normalin” üstünde bir hızla kilo aldı ve çevremdeki insanların bu sefer de “Çok kilo almışsın biraz zayıflaman gerek.” gibi yorumlarına maruz kaldım. Bu süreçte kendime dönüp yemek yeme alışkanlığım hakkında çokça kafa yormam ve toplumun beslenme hakkındaki dayattığı kalıplarını bir filtreden geçirmem gerektiğine karar verdim ve böylelikle bu programa başladım. Programı bitireli yaklaşık üç ay oldu ve asıl sürecin program bittikten sonra başladığını söylemek isterim.
Öncelikle programın amacının kilo alma veya verme kaygısından çok uzak olduğunu ancak bedeninizle ilgili kurduğunuz ilişkiyle doğrudan alakalı olduğunu belirtmeliyim. Dolayısıyla kısa vadeli çözümler sunmak yerine besinlerle ilişkinizi uzun vadede düzeltmeye yardımcı oluyor. Kişisel olarak programdan gördüğüm faydaların en başında duygusal açlığımı çeşitli farkındalık egzersizleriyle minimalize etmek geliyor. Minimalize etmenin altını çizmekte fayda var çünkü hala “duygusal açlık çekmiyorum” diyemem ki zaten programın sunduğu da böyle keskin ve ani değişimlerden daha çok bireyde zamana yayılmış ve oturmuş bir farkındalık yaratmak. Artık duygusal açlık çektiğimde kendimi dinlemeyi ve bu hislerin köküne inmeyi öğrendim. Sadece anlık duygu ve düşüncelerimi anlamanın bile çok büyük bir adım olduğunu gördüm bu sürecinde. Bunun sonucunda da yemeklerle ilişkim çok daha sağlıklı bir hal aldı, “yasaklı yiyecekler” artık yasak değil, kendimi dinleyerek gerçekten ruhumun ve bedenimin ihtiyacı olan besinleri tüketmeyi öğrendim. Çok uzun zamandır tartının üstüne çıkmadım onun yerine nasıl hissettiğim önem kazandı. Şiş hissediyorsam veya midem rahatsız olduysa kilomdan bağımsız olarak o gün neler yediğimi ve vücudumda gösterdikleri tepkiyi inceleyerek hareket ediyorum. Diyet kültüründen tamamen kopmak hem ruhsal hem de fiziksel sağlığıma çok iyi geldi.
Program sürecini de kısaca özetlemem gerekirse, tam anlamıyla size özel hazırlanmış bire bir uygulamalı seanslar sayesinde kendimi bir diyetisyen seansının aksine inanılmaz rahat ve konfor alanımda hissettim. Ezgi ve Zümrüt Hanım tarafından özenle hazırlanmış içeriklerin, üstüne bir de güzel gülen yüzlerini görmek moralman ciddi bir destek kaynağı oldu. Ayrıca aklımdaki tüm soruların bilimsel kaynaklarla birlikte desteklenerek cevap buldu. Seansların bitmesine rağmen hala iletişimde kalmak ve sürecin sadece birkaç haftadan oluşmadığını aksine uzun vadede köklü değişimler için birlikte çalıştığımızı bilmek programa başlamamın doğru bir karar olduğunu bir kere daha anlamamı sağladı. Her şey için çok teşekkür ederim.
Sezgisel beslenme programı ile tanıştığımda hayatımda nasıl beslenmeye devam etmem gerektiği konusunda kaybolmuştum. Kısa bir diyet döngüsünden sonra neyin iyi neyin yemem gereken sağlıklı besinler olduğunu nelerin yasaklı olduğunu anlamlandırmaya çalıştığım kafa karışıklığı sırasında bu programa katılmaya karar verdim. Programın sonucunda devam eden yolculuğum sırasında artık duygularımla yememeyi, gerçekten yemekten keyif almayı öğrendim. Tıkınmanın aslında ne denli yorucu olduğunu, iç sesimi dinlemeyi deneyimledim. Tatilde, arkadaş buluşmasında ve hatta günlük hayatımda kendimi kısıtlamadan istediklerimi yiyebilmenin güzelliğini tattım. Bir daha diyet mi asla! Farklı deneyimler ve sürdürülebilir bir bakış açısı kazanmak için mükemmel bir yolculuktu diyebilirim. Bende kalan güzel şeyleri özetlemem gerekirse;
Her şey için tekrar teşekkürler :)
Son zamanlar diyet yapmaktan bıkmış ne zamana kadar böyle diyet yaparak hayatıma devam edeceğim diye sorguladığım bir dönemde tam da cevap olurcasına Ezgi Hanım'ın instagramdan yapmış olduğu paylaşımla karşılaştım. Daha önce bir kaç kez 'Sezgisel Beslenme' ile ilgili duyumlarım olmuştu ancak tam olarak ne olduğunu bilmiyordum ama en güzeli diyet yapmak yok yasaklar yoktu. O gün iyi ki Ezgi Hanıma yazıp bilgi almışım çünkü hayatım boyunca uygulayacağım daha doğrusu hayat tarzım haline gelecek çok güzel bir alışkanlık edindim sayesinde. Her şey o kadar net, içtenlik ve samimiyetle anlatıldı ki her seansımı iple çektim.
Yiyeceklere olan bakış açım, diyetlere olan bakış açım daha da önemlisi bedenim ve ruhuma olan bakış açım artık tamamen farklı. Artık bedenime daha şefkatli ve sevecen davranabiliyorum. Bir çok kişinin zararlı diye nitelendirdiği yiyecekleri vicdan azabı çekmeden bedenimin istediği kadar yiyor ve durma noktamı biliyorum. Rakamlara, tartıya bağlı kalmadan hayatıma rahatlıkla ve daha pozitif bir şekilde devam edebiliyorum. Bedene sevgi ile yaklaştığımda. bedenim de yavaş yavaş karşılığını veriyor ve sağlıklı kilosuna gelmeye başlıyor hem de hiçbir şekilde diyet yapmadan.
İyi ki böyle direkt hayatıma dokunan güzel bir programa katılmış ve iki güzel insan ruhuma dokunmaya yardımcı olmuş.Öğrettiğiniz her şey için teşekkür ederim. Sevgilerle,
Beden.zihin.besin ekibinden Ezgi’yle tanışmamız benim sezgisel beslenme yollarında kaybolup yardım istememle eş zamana denk geldi. Tabii ki tesadüf değildi. Aslında bir süredir sezgisel beslenmeye dair kendimi eğitmiş ve son birkaç aydır da deneyimlemeye çalışıyor olsam da bir noktada kontrolün elimden gittiğini fark edip, paniklemiştim. Sürecin içinde kaybolmuştum ve nereye gittiğimi bilemiyordum. Evet birçok bilgi vardı elimde ancak yıllarca yapılan kısıtlamalar, diyetler, yiyecekler hakkında öğrendiğim gereksiz bilgiler, çocukluğumdan gelen kıtlık bilinci ve sayabileceğim başka birçok etkenden dolayı zihnim çok dolu ve bulanıktı ve bildiğim şeyleri bir türlü bırakamıyordum. Zihnimdeki “eleştirel diyetisyen” sesiyle baş edemiyordum. Sürekli o ses tarafından yargılanıyordum. Ezgi ve Zümrüt Hanım sayesinde öncelikle kendimi yargısız bir ortamda buluverdim. Beden ve besin konusunda dış etkilere karşı kendimi savunmasız hissederdim kendimi, onlarsa beni alıp sarıp sarmaladılar. Yanlış yaptım derken “hayır sadece tecrübe” diyerek düzelttiler, her şeyi en baştan öğrenmem ve bildiklerimi de unutmam için hep yanımda oldular. Beni bedenim konusunda tekrar kontrol koltuğuna oturttular ancak aynı zamanda da rehberlikleriyle yön verdiler. Sanırım benim için en büyük değişim de buydu. Kontrolü ele almak. Duyumsamayı tekrar hatırlamak. Çok basit bi şekilde hızlıca kendine bağlanabilmek. Eminim herkes sezgisel beslenmeye dair bir şeyler duymuştur benim gibi, okur yaparım demek de tamam ama eğer benim gibi zihni çok dolu, korku içinde ve kaybolmuşsanız ve kabınız zaten başka şeylerle çok doluysa, yeni bir şeyleri o kaba sığdırmaya çalışmak zor. Önce kabı boşaltmak gerek ve kontrollü bir şekilde tekrar doldurmak gerek. Bu da ancak bir uzman dış gözün yardımıyla sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilir diye düşünüyorum. Her şey için çok minnettarım. En başta yürüdüğüm yolda yalnız olmadığımı hissettiğim için, her seferinde içimden geçenlere verdiğiniz onay için, bu kadar güzel insanlar olduğunuz için… Say say bitmez. Hatta sanırım tecrübe edilmeden de anlaşılmaz. Umarım benim gibi kaybolmuşların yolu size düşer de hiçbir şey artık zor olmaz onlar için de.
Çok çok sevgiler!
Oh program bitmiş ve geri bildirim vakti gelmiş.. Programın içimde aydınlattığı tüm soru işaretlerinin ötesinde, öyle yumuşak ve bilge iki güzel insan tanıdım ki öncelikle bu tanışmaya olan şükranımı paylaşmak isterim. Ben Oya, ergenliğimi içinde olduğum formu bir türlü idrak etmeme alan açmayarak geçirdim.
20’li yaşlarımın başında bulimia ve tıkınma (binge eating) davranışları ile kendimden sakladıklarımı, kendime dair, geçmişime dair kabul edemediklerimi tıkınır ve kusar hallerde koşturdum, bu koşturmanın içine sonu gelmeyen kalori ve tartı hesaplarını tuz biber edip kattım. Bu koşturma tüm hayatımı çorba gibi karıştırmış haliyle ben de tüm dış etiketler ve yorumlar eşliğinde iyice tükenmiştim..
Yarattığım bu çorbanın beni nasıl zehirliyor olduğunu anlamam çokça zaman aldı. Çorbayı zehir eden ona nasıl davranıyor olduğummuş bu program sayesinde daha da derinden idrak ettim, yarattığım bu çorbayı güzelce ısıtıp baharatlarının en ince notasına kadar tadına varmama zaman tanıyınca hayatımın tüm ritmi bir sakinliğe vardı. Aradığınız kendiniz ile, o en temel ve masum ihtiyacınız; yemek ile, bedeniniz ile ilişkinizi tazelemek ve güzelleştirmek ise kendinizi güven içinde desteğe bırakabileceğiniz doğru yerdesiniz! Program boyunca işlediğimiz konuların hayatımdaki iz düşümlerini yakalamak, öğrendiğim yeni teknikleri alışkanlıklarım ile harmanlamak çok eğlenceli bir pratik alanı yarattı, bir şeyler “ters” gittiğinde öfkelenmek ve hata yapmış olmaktan korkmak yerine buradan ne öğrenebilirim duygusunu sofraya davet etmek müthiş bir rahatlık! Bu program çok tatlı bir yolculuğun başlangıcı oldu, yol ise hep kendim ile yeniden ve yeni bir açıdan buluşmaya varıyor. Program bitti ama sevgili Ezgi ve Zümrüt Hanım yolculuğumda hala benimle ilerlemekteler. Yolda tökezlemekte var ama yılmadan devam, olan ile olduğunca! Eminim katılan herkesin yoluna ışık ve ilham katacaklar, ihtiyacın olanın seninle buluşmasına izin ver yeter!
Sevgiyle ve aşkla <3
Bedenimin sağlığı için bir şeyler yapmamın zamanının geldiğini düşündüğüm bir dönemde Zümrüt Hanımı ve Ezgi Hanımı tanıdım. Sayelerinde bedenimi aslında tanımadığımı, besinlerle olan ilişkisini anlamadığımı gördüm. Verdikleri bilgiler ışığında beden ve zihin ilişkisini öğrendim. Bedenimin ihtiyaçlarını doğru bir şekilde karşıladığımda, hem vücut hem ruh hem de zihin sağlığımın düzelmeye başladığını fark ettim. Sağlığım için yemekle olan ilişkimin nasıl olması gerektiğini gösterdiler bana. Uyguladığımız program sayesinde hiçbir kısıtlama olmadan, sevdiğim yiyeceklere özlem duymadan kilo verebildiğimi gördüm. Şimdi yediğim her yemeğin keyfine suçluluk duygusu olmadan varabiliyorum. Samimiyetleri ve ilgileri sayesinde hiç zorlanmadan, doğal bir bir biçimde bu programı uygulayabildim. Aç kalmadan, kısıtlama ve diyet olmadan da sağlıklı beslenilebileceğini görmek gerçekten harika.
Zümrüt Hanıma, Ezgi Hanıma ve Beste Hanıma, samimiyetleri, güzellikleri, sabırları için çok teşekkür ediyorum. Daima sizlere minnettar kalacağım. Yolunuz açık olsun ve tüm güzellikler sizlerle olsun.
Sevgilerimle
Sevgili Ezgi ve Zümrüt Hanım,
Sayenizde senelerce kalıcı bir sonuç elde edemeden devam ettiğim diyet ve kilo alıp verme kısır döngülerini kırdım.
Rehberliğinizle bedenimin sesini, açlık tokluk sinyallerimi duymayı ve dinlemeyi öğrendim.
Bu program benim için şimdiye kadar yanlış öğrendiğim, belirli kalıplarla şekillendirilmiş beden ve kilo kavramlarını yeniden, temelden ve doğru olarak öğrendiğim bir eğitim süreci oldu.
Artık neyi ve ne zaman yiyeceğime yalnızca ben, bedeniminden gelen sinyalleri dinleyerek karar veriyorum, gercekten aç mıyım sorusunu otomatik olarak kendime sorar hale geldim. Tüm bu süreçte farkındalıklarım çok gelişti ve artık bu düşünce yapısının benim için hayat boyu sürdürülebilir oldugunu biliyorum.
Rehberliğiniz, yol arkadaşlığınız, programdan en iyi şekilde faydalanabilmem için gösterdiğiniz yoğun çaba , desteğiniz ve samimiyetiniz için tekrar çok teşekkür ediyorum, iyi ki sizi tanımışım, iyi ki programınıza dahil olmuşum, sayenizde kendimi özgürleşmiş hissediyorum.
Sevgi ve selamlarımla,
Merhabalar,
Programdan biteli yaklaşık 6 ay oldu ve benim için süreç gayet güzel gidiyor. “Ya ben stresle yiyorum, kendimi tutamıyorum” gibi endişelerim oldukça azaldı. Sürece odaklanma kabiliyetim arttı çok :) Tabii ki bazı değişkenler olduğunda ona adapte olman gerekiyor. Mesela ben ablamla yaşarken kış ayları işten eve gelirken Migros'a girip bir sürü abur cubur alırdı, akşam film/dizi eşliğinde onları yerdik. Çok sevdiğimiz bir aktiviteydi. Tabii şimdi ablamla yaşamıyorum ama “kışın abur cubur yenir” gibi hem de sevgiyle ilişkilendirdiğim bir alışkanlığım vardı. Ya da ablamı özleyince yapmak isteyeceğim. Bunu kırdım mesela. Bu kolay olmadı ve burdaki en büyük yardımcım yediğim şeylerden sonra hislerimi yazmak oldu. Ben beslenme günlüğünü çok tutamamıştım program içerisinde, bunun önemini şimdi anlıyorum :)) Bu beslenme günlüğü artık benim pusulam oldu. 'Örn: biraz daha fazla çikolata yemek istiyorum.' Bir tercih yapmadan önce, geriye dönüp notlarımı okuyorum. “Elvan bak bunu yemek istemiyorsun aslında” yerine “Onu yedikten sonra nasıl hissettiğini hatırlıyor musun? Bedeninde duyumsamaları, rahatsızlığı hatırlıyor musun?" şeklinde bir hatırlatma yapmak müthiş bir ikna metodu oldu benim için.
Programa başlarken 'kilo vermem lazım' zihniyeti biraz zorlayıcı oluyor. Böyle olduğunda “oluyor, olmuyor” bakış açısıyla düşünmek biraz yıpratıcı olabiliyor, çok sonuç odaklı bir insan olarak süreç odaklı olmayı öğrenmem gerekti :) ve süreç odaklı olma alışkanlığı edinmek bana sadece bu konuda değil, hayatımın diğer alanlarında da çok çok faydalı oldu. Sonuç odaklı olmak insanı sabırsız yapıyor ve pes etmelerde çok büyük rolü olduğunu düşünüyorum. Herkese tavsiyem de bu programda da sonuç yerine sürece odaklanmaları. Sürece odaklandığınızda sonuç zaten kendiliğinden zamanla geliyor. Artık bu yaşam tarzına çok alıştım. Diyet döngülerine bir daha da asla dönmem:)
Çok sevgili ve çok sevdiğim canım yol arkadaşlarım❤ Size böyle söylüyorum çünkü gerçekten sizler hayatımın dönüm noktası olan çok önemli insanlarsınız ve o yolculuğa beni sizler çıkarıp elimi hiç bırakmadan varış çizgisine taşıdınız. Bu yüzden size ne kadar teşekkür etsem azdır🥰
Hep hayalini kurduğum güzel ve çeşitli-lezzetli-bol kalorili sofralarda gönlümce yiyebiliyorum. İstediğim şeyi yemek için kendim teklifte bulunup gidebiliyorum. Yiyeceklerin kokusu ve görüntüsüne odaklanabiliyorum ve bu muhteşem detayı hatırlamak çok kıymetliymiş ki bunu tekrar kaybetmemek için içimdeki o yeme bozukluğunun sesine aldırış etmiyorum. Bu sayede istediğim işi yapmak ve daha aktif bir sosyal ortam için adımlar atıyorum.
Sağlıma kavuştum, her şey yine eskisi gibi düzene girdi. Evet görüntüm değişti. Artık o aynada sayılan kemiklerimi göremiyorum ama daha canlı ve daha sağlıklı bir ben görüyorum ve bu hissi daha çok seviyorum. Artık benim için kimse kaygılanmıyor, sürekli sağlığımla ilgili endişe etmem geremiyor. Bu özgürlük hissi çok güzelmiş onu farkettim. Kısaca ben "daha iyiyim" ve bu zorlu yolculukta hep yanımda olduğunuz için size ne kadar teşekkür etsem az❤ Her sözünüz hep kulağımda ve hep olacak. Sizler benim "iyi ki" lerimsiniz ve çok değerlisiniz.
Sizleri gerçekten çok seviyorum❤ Hep sizin için dua ediyorum ve sizler için hep iyi dileklerde bulunuyorum.
Çoooook sevgiler çoooook öpücükler❤😘
Çocukluğumdan beri kilo problemim olduğu için çok uzun zamandır kendime uygun bir yöntem arayışı içerisindeydim; çünkü, sadece diyet yaparak ya da spor salonlarına giderek bu işin olmayacağını anlamıştım. Bununla ilgili sayısız uzman desteği almış ve bir sürü yöntem denemiş olmama rağmen sanki aradığım desteğin bunlar da olmadığına karar verdim. En istediğim şey sürdürülebilir, yasaksız ve katı olmayan bir bakış açısını hayatıma kazandırmaktı.
Tam da bu arayışlarımda karşıma “Sezgisel Beslenme” çıktı. Önce bu felsefeyi araştırdım ve sonrasında bu felsefeyi hayatıma kazandırmak için bana yol arkadaşlığı edecek bir rehber aradım; çünkü, yemek ile ilişkimi düzeltmek kendi başıma kolay olmayacaktı mutlaka desteğe ihtiyacım vardı. Tam da bu sırada sevgili Ezgi'nin paylaşımını gördüm Instagram' da. Takip etmeye başladım ve programın içeriklerini detaylarını okudukça uzun zamandır aradığım oluşumun bu program olduğuna emin oldum :) Kayıt olduktan sonra Ezgi ve Zümrüt Hanım'la tanıştım. Enerjileri, yaklaşımları, samimiyetleri öncelikle beni çok rahatlattı. Bu felsefeyi benimsemek için daha uygun kişileri bulamazdım diye düşündüm :) Sonrasında ilgi alakaları ve bilgi deneyimleri program boyunca benim çok şey öğrenmemi sağladı. Zümrüt Hanım' ın bilgileri ile Ezgi Hanım'ın verdikleri bilgiler ışığında pratik uygulama çalışmaları her şeyi çok iyi pekiştirdi. Ben her hafta seansımı iple çekiyordum.
Bu program en temelde yeme ataklarımı epey bir azalttı diyebilirim. Sürüngen beyin dediğimiz robotlaşmış yeme davranışlarımın önüne geçemiyordum fakat şu anda farkındalıkla ve keyifle yiyorum. Kendimi suçlu hissetmeden yasaklar koymadan, keyifle, ölçüsüne dikkat ederek, gerçek ihtiyacımı anlayarak yiyebiliyorum. Spor yapmaktan hep çekinen biri olduğum için hareket alanımda sınırlı olduğundan bu konu beni çok etkilerdi; çünkü, spor olmazsa kalori yakmazsam ne yaparsam yapayım kilo veremeyeceğim düşüncesi beni etkilerdi. Bu düşünce beni daha da hareketsiz bir yaşama itmişti. Fakat bu programdan sonra önce bedenimle barıştım ve ufak ufak hareket etmeye başladım ve aslında hareketli olma halinin bile bir spor salonuna gitmek kadar kalori yakabildiğini farkettim. Bu da benim daha iyi hissetmeme neden oldu. Kafamdaki bir çok kalıbın katı kuralların eski bildiklerimin yanlış düşüncelerimin hepsinin yıkıldığını hissediyorum.
Bu çok uzun bir yolculuk şu an bu programla ektiğimiz her tohumlar hayatım boyunca yeşerecek. Günlük hayatımda mutlaka Ezgi Hanım'ın ve Zümrüt Hanım'ın seslerini duyacağım, onlar bana hep eşlik edecekler :) İyi ki yolum sizinle kesişti iyi ki varsınız her şey için çok teşekkür ederim. Yolunuz açık olsun.
Sizi çok seviyorum ✨❤️
Ezgi ve Zümrüt Hanım'ın programının tanıtımını gördüğümde tam ihtiyacım olan program olduğunu anlamıştım hatta programın açıklaması, amacı, yöntemi kısacası her şeyiyle beni şaşırtacak şekilde bana hitap ediyordu.
Çok uzun süre diyet programlarındaydım, aklınıza gelebilecek tüm diyetleri denedim, bazısında "basarılı" oldum bazısını yapamadım. Sıkı diyet yaptığımda gayet güzel kilo veriyor ama bıraktığım an çok daha yüksek bir kiloya geliyordum. Geldiğim noktada baktım ki artık fiziksel ve psikolojik olarak asla diyet yapmaya gücüm yoktu, yokuş aşağı gideceğim sandım, kimse bana yardım edemez, artık böyleyim dedim.. Ta ki Instagram'da Ezgi'nin postunu görene kadar:))
Ezgi ve Zümrüt Hanım'la çalışmaya başladıktan sonra umutsuzluğum ve yemekle ilgili bugüne kadar edindiğim yanlış bilgilerim umutla ve doğru bilgilerle yer değiştirerek yasam tarzım haline dönüştü.
Neler mi öğrendim?
Kısacası bu kadar süredir sorunu kendimde ararken, problemin bende değil diyet zihniyetinde oldugunu farkettim 🙂
Şimdi makarnayı ya da çikolatayı canım istediği zaman istediği kadar yiyor, sınırlarımı kendim belirliyorum. Denge mantığını programla cok iyi öğrendiğim için kaldığım yerden devam edebiliyor kısacası sürdürülebilir yemek ve spor programı yapabiliyorum.
Herkesin bu bilgilere sahip olması gerekiyor diye çevremde sevdiğim herkese programda öğrendiğim -aslında hepimizin bildiği ama unuttuğumuz- bilgileri aktarmak istiyorum.
Süreç boyunca her zaman sabırlı olduğunuz, hiçbir soru işareti bırakmadan dolu dolu anlatımlarınız ve kibar tavrınız için teşekkür ederim.
EG
Katılmayı düşünen herkesin benim hikayemi okumasını isterim.🙂
Hayatımın dönüm noktası niteliğinde olan bu programı nerden anlatmaya başlasam bilemiyorum ancak şunu biliyorum ki imkansız, olanaksız diye bir şey mevcut değil, biz, insan zihni ve bedeni çok güçlüyüz ve sadece bunu hatırlamaya ihtiyacımız var.
Herkesin güzelliğini, fiziğini parmakla gösterdiği “o” kızken birden çok kısa bir sürede artı 30 kiloyla herkesin nasıl böyle kilo aldı, ne yemiş olabilir diye parmakla gösterdiği “o” kız olmanın acı hikayesi içerisindeydim. Sanki hayatım bir daha eskisi gibi sosyal olamayacak gecem gündüzüm bir daha düzelmeyecek, gece yemeden bilinçsizce kontrolsüzce yemediğim günler bir daha gelemeyecekmiş gibi bir karanlıkta boğuluyordum. Halbuki o neler yemiş dedikleri kız o detoksları yapa yapa 30 kilo almıştı, bir şeyler yerken korkarak yemesine rağmen almıştı, keyiften de alınan 30 kilo değildi. Onları yerken yaşadıklarımı, sonrasında hissettiklerimi ve üstesinden gelmek için denediklerimi, okuduklarımı anlatamazdım anlamazlardı ve çaresiz hissediyordum ta ki gerçekten Ezgi ve Zümrüt Hanım’la ve onların bana ve programa inancıyla karşılaşana kadar.
“Daha kötüsü olamaz, bunu da bir dene” opsiyonuydu aslında benim için bu program ama iyi ki de denemişim hayatımın dönüm noktası oldu. Farkındalıklarım arttı, meğer ben hiç kendi iç sesimin farkında değilmişim, ezbere bir hayat yaşıyormuşum, meğer ben mutluluğun ve güzel yaşamın şartlarını çok kısıtlamışım kendi kendimi her şeyden mahrum bırakmışım. İçinde bulunduğumuz ezber bozulunca ve o zaman kendi iç sesimizi dinlemeyince tepetaklak oluyormuşuz meğerse, bana bunu öğretti ve gösterdi Ezgi ve Zümrüt Hanım. Ezbere değil hayatın her alanında sezgilerine ve hissettiklerine güvenerek yaşamanın konforu içerisine girdim sayelerinde.
Hayatımın dönüm noktası çünkü;
Kısacası huzurlu ve sağlıklı bir yaşamın adımlarıydı bunlar benim için ve devamında belki 5 belki 10 kilo gitmiştir, eski bedenimde olmasam da mutluluğum eskisinden daha anlamlı ve daha sağlam bir hal aldı.
Ezgi’nin deneyimleri, bakışımdan, iki kelimemden aslında ne hissettiğimi hemen anlayabilmesi bu yoldaki en sağlam dayanağımdı, yalnız değildim ve mutluluğa beni taşıyan çok güzel bir kalbe yaslanıyordum aynı şekilde Zümrüt Hanım’ın naifliği ve bana inancı da bu serüveni ne kadar mümkün olabileceğine beni inandırdı.
Her hafta bitmesini daha da istemediğim bir programdı, çünkü her hafta onlarla daha da güçlü ve mutlu hissediyordum. Şu an program bitti onları özlüyorum ama daha güçlü, ya da özgüvenli ya da cesaretli olabilmek için özlemiyorum çünkü onlar bunları bana zaten yalnızken ve hayat yolculuğum her anında hissedebilmeyi öğrettiler; ben onları sadece o güzel kalpleri için özlüyorum.
Artık güçlü, özgüvenli, her ortamda her dönem, her süreçte kendi kendine yetebilen, mutluluğun huzurun cevabını yolunu bulabilen bir ben var ve bu “ben” in oluşmasına yardımcı oldukları için Ezgi ve Zümrüt Hanım’a minnettarım.
Midenizi aldırmayı hiç düşündünüz mü?
Bir insan birkaç kilo için midesinin yarısından vazgeçer mi? Ben geçecektim. Sizle karşılaştığım dönemde son bir çıkış kapısına daha ihtiyacım vardı. Yemek yemekten hiç zevk almadığım halde sürekli kilolarımla baş etmeye çabalamaktan çok sıkılmıştım. Kendimi cezalandırmak için yorganımın altında tıkınırcasına yiyip daha sonra kusmanın beni rahatlatacağına inanırdım ve bu döngünün sonsuza dek devam edeceği hissiyatı çok yıpratıcıydı. Belki de bu sebeple kendime en acımazsızca deneyimi yaşatıp midemle birlikte hayatımından yarısını da bir ameliyat masasında bırakacaktım. Bu büyük ödüne neredeyse tam inanmıştım ki sonra siz hayatıma dokundunuz.
Yemek yemek, nefes almak gibi hayati bir ihtiyaca gereğinden fazla duygu ve anlam yüklediğimi fark ettirdiniz.
Bu serüvende yalnızca yemekle olan bağımı değil, 24 yıldır yabancıladığım ve tanıma fırsatı vermediğim bedenim ve kendimle tanışabilme cesaretini sağladınız. Program boyunca düşmeler, kalkmalar, acı gerçekler ve güzelliklerle el ele baş ederken bana olan “güveniniz ve şefkatiniz” yolda daha hızlı ilerlememi sağladı. Tek bir kelime ile özetleyebilirim tüm hislerimi: Minnettarım.
Size ve yollarımızı kesiştiren hayata!
Bu programa başlarken yıllardır kronikleşen kilo alıp verme sürekli değişen diyet programlarını uygulama aç kalma ve bu kadar çaba sonrası verilen o verilen sahte kiloların hepsini fazlasıyla geri almaktan sıkıldığım için başladım.
Aslında kendimle ne kadar çok kavga ettiğimi kendime ne kadar kötü ve acımasız davrandığımı gördüm ve başka insanlarında bana böyle davranmasına kendimin izin verdiğini sizin sayenizde fark ettim. Yemek yemeği çok seven biri olmak ve bunun suç veya günahmış gibi davranılarak öğretilen duygular , düşünceler hayatımı daha da zorlaştırıyormuş, istediğim şeyleri yediğimde kendimi suçlamalarım vicdan azabı çekmem bazen sinirlendiğimde, üzüldüğümde çok mutlu olduğum zamanlarda bile yemek yiyerek kendi bedenime aslında ne kadar kötü davrandığımın farkına vardım. Yıllarca öğrenilmiş olan bu psikolojik durumun hemen bir anda düzelmesini beklemeyerek bu programa başlamak gerekiyor aslında. Öğrendiklerimizi hayatımıza katmamız süreç içersinde acele etmeden zamanla oluyor. Kendime güvenerek ve sizin söylediklerinizi aklıma getirerek davranışlarıma ve seçimlerime yön vermeye çalışıyorum. Çevresel etkiler sosyal medya , aile , arkadaşlar , yaşam düzeni bu süreçte hem olumlu hem de olumsuz engeller olarak karşımıza çıkıyor bu dış kaynakları doğru bir şekilde yönetebilmeyi ve kendimize saygı duyarak öncelikle kendi bedenimizi dinlemeyi öğrenerek bu yolculuğa devam etmek önemli...
Kalbim hep sizinle Ezgi ve Zümrüt Hanım'ı devamlı anıyorum karşılaştığım insanlara anlatıyorum, tavsiye veriyorum ve en güzeli yemek yiyorum ve özgürüm.
Ayrıca bu program benim sadece beslenmem değil hayata, insanlara yaklaşımımı da etkiledi, verdiğim kararları sorgulattı.
Aç mıyım. Kendime sormadığım bu soru şimdi benim çıkış noktam. Yıllarca denemediğim yol kalmamıştı. Diyetlerin biri gitti diğeri geldi her biri benden özgürlüğümün parçalarını götürdü yerine en büyük parçayı stresi koydu.
Bu programla beraber "Şimdi yememeliyim!" "Bu saatte yenmez!" "Olamaz tatlı yedim" kısıtlamalarımı ve tabi ki peşi sıra gelen pişmanlığı uğurladım. Sonra ne mi yaptım “ Rahat ve özgür bırak kendini sakin ol şampiyon ve dinle bedenin ne diyor bi duy bakalım sesini”dedirtti Ezgi Hanım bana:))
Durdum nefes aldım ohhh programın sonunda teşekkür ederim bedenime diyorum. Kendime bağlandığım noktalar hoşgeldiniz yanıma yamacıma. Kendime bağlandığım noktalar aslında her şeyi biliyormuş: hangi besinden ne zaman, ne kadar yemem gerekiyor sorularını cevabı buradaymış. Ben ve bedenimle araya girmesin kimse!
Çok derin sevgi ve saygıyla selamlıyorum, size minnettarım çok sevgilerimle.
İnternette gördüğüm yeme ile ilgili bilgiler aklımı o kadar karıştırmıştı ki ne yesem sanki sağlıklı beslenemiyormuşum gibi geliyordu. Artık ne yemek hazırlamak ne de yemek yemek keyif vermiyordu.
Önce bu programı İnternette gördüğümde okuyup geçtim ama tam da geçememiş olacağım ki 🤭 2 hafta boyunca içimdeki ses buna katil dedi. Son 2 kişilik yer kalmışken kayıt yaptırdım🙈
Bu program hayatımın hiç beklemediğim noktalarını etkiledi😃 Yetişkinde olsak 2 yaşındaki çocuk kadar kırılgan olduğumuzu anldım. Yıllar boyunca ya yiyecekle ya da sigara vb şeylerle susturmuşum çocuğu. Burada öğrendiğim bilgileri uyguladıkça ihtiyaçlarımı, gerçekten ne istediğimi daha çok anlıyorum. Kendimi anladıkça daha şefkatli yaklaşıyorum kendime ve bedenime. Sınırlarımı daha net çizebiliyorum. Veeee en önemlisi benim için günde 1 paket sigara içen ben artık 1 ya da 2 tane içiyorum. Ama bu zorlayarak değil kendiliğinden oldu. Kendime kıyamıyorum galibaa 😄🥰🤭 Bu program her zaman hayatımdaki 'iyi ki' ler arasında olacak😊😊
Asla bir diyet olmayan bu programı kesinlikle tavsiye ediyorum. Yıllardır süregelen yeme davranışlarımı gözden geçirmeme ve fabrika ayarlarıma geri dönmeme yardımcı oldu. Motive oldum ve kendime inancım arttı. Daha sağlıklı ve çeşitli beslenmenin önemi konusunda bilinçlendim. Öyle olunca karnımı keyifle dolduran ama beni beslemeyen yiyeceklere aşırı düşkünlüğüm kendiliğinden geçti. İki öğün arasında acıkmasam da sevdiğim bir şey varsa yerdim, artık önce kendimi dinliyor, acıkmadıkça yemiyorum. Kilolar da kendiliğinden yavaş yavaş gitmeye başladı.
Programın en güzel tarafı sürdürülebilir olması. Kısıtlama yok. O yüzden "bir an önce kilo vereyim de eski sistemime döneyim." kaygısı taşımıyorsunuz. Bu da sizi strese sokmuyor. Daha ne olsun...
Benden de çoooook sevgiler....selamlar 🤗💝🙋🏻♀️💐💐
Merhabalar,
Böyle bir sürece girmeye karar verdiğimde bu işi yol gösterici bir ekiple yapabileceğim fikri bana oldukça cazip gelmişti.
Yemekle bağlantılarım konusunda bir şeyleri yanlış yaptığım hissi çok uzun zamandır vardı. Nerden , nasıl başlamam gerektiğiyle ilgili rota arıyorken sizinle karşılaştım.
Doğru tespitleriniz ve yönlendirmeleriniz bundan sonraki yeme süreçlerimi kolaylaştıracak gibi görünüyor. Keyifli ve huzur verici bir yolculuktu.
Kıymetli rehberliğiniz için teşekkür ediyorum.
"Yemek ile İlişkimizi Anlamak ve İyileştirmek programına dahil olduğum için çok mutluyum. Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanım ile ömür boyu sürmesini umduğum bir yolculuğa çıktık. İkisine de ne kadar teşekkür etsem az...
32 yaşında bir kadın olarak öyküme baktığımda ergenliğe girdiğimden beri kafamın bir köşesinde hep kilolarımla mücadele verdiğimi görüyorum. Her an her dakika ne yaparsam yapayım zihnimin gerisinde kilolu olduğum ve kilo vermem gerektiği fikri var. Dolayısıyla yıllardır bitmeyen bir diyet döngüsünün içinde debelenip duruyorum. Her daim vermem gereken kilolar, başlamam gereken çeşitli diyet programları, kendime yasakladığım yiyecekler, bu yasakların tetiklediği yeme atakları ve ardından gelen suçluluk-değersizlik duyguları var. Kendimce "zararlı" olan ama "bağımlı" olduğumu düşündüğüm bazı yiyecekleri özellikle tatlıları tok olduğum halde fazla porsiyonlar halinde arka arkaya tüketiyor neredeyse patlayana kadar yiyordum. Bu durum kendime bile hem tuhaf geliyor hem de bana kendimi "başarısız", "iradesiz", "yetersiz" hissettiriyordu.
Bu programa başladığımda hem Ezgi Hanım hem de Zümrüt Hanım adım adım içine düştüğüm bu döngüyü anlamama yardımcı oldular. Senkronize şekilde verdikleri seanslarda kendi açlığımı, tokluğumu, yiyeceklerle nasıl ilişki kurduğumu anlamama vesile oldular. Bu bir diyet programı değil ve kilo verdirmeyi hedeflemiyor; bunu bilmeme rağmen ne yersem yiyeyim beni yadırgamamaları, sınırlandırmaya çalışmamaları başta tuhafıma gitmiş ve kendimi özgür hissettirmişti. Fiziksel açlığımı tanıyıp, onu onurlandırmayı öğrenmek belki de bu programın bana kattığı en büyük değer oldu. Fiziksel açlığı yeterli şekilde doyurmadığımızda hissedilen "ne yersem yiyeyim doymayacağım" hissinin iradesizlik olmadığını anlatmaları kendimi yetersiz hissetmememi sağladı. Yiyecek günlüğü, açlık cetveli gibi pratik önerilerle bedenimin farkında olmamı sağladılar. Böylelikle doğuştan getirdiğimiz sezgisel yiyici olma özelliğimize bir adım daha yaklaştım. Yasaklar olmadığında ardından gelen istek patlamalarının yaşanmadığını hayretle farkettim.
Velhasıl bu program insanı tabiri caizse "fabrika ayarlarına" geri döndürüyor. Böylelikle bedenimizle kopmuş olan bağları onarmaya başlıyoruz. Bedenin bilgeliğine güvenmeyi öğrenebilmek dileğiyle..."
Otuzlu yaşların ortalarına geldikçe, bu zamana kadar sadece zihnime odaklandığımı, akıl ve mantık doğrultusunda gittiğimi çok daha sıradan olaylarla fark etmeye başladım. Bedensel aktivitelere çok mesafeli durarak, tüm eforu ve anlamı zihinsel alan üzerinden inşa edince kendime yabancı kaldığım, güvensiz ve hep tetikte hissettiğim durumlar giderek arttı ya da artık ben görmezden gelemez oldum. Kendiliğinden bunu oluşturmuş olan herkesin otomatik olarak yaptığı her gündelik aktiviteye kenardan bakıp gıpta eder halde duruyordum. Bu saatten sonra bedenle bağ kurmak mümkün olabilir mi diye düşünürken karşıma çıktı Ezgi Hanım’ın profili. İlk görüşmede besinlerle ilişkiden ziyade böyle bir amacım olduğunu ifade ettiğimde, öyle hoş bir zarafetle birbirinden ayrışan şeyler olmadığını, o alanı gözden geçirirken komple tüm bedensel ihtiyaçların farkına varılacağını anlattı ki sanıyorum en önemli aşama olan güveni o saniye sağlamış olduk. 2-3 aylık çok özenli bir eşlik süreciyle hem Ezgi Hanım hem Zümrüt Hanım kendi potansiyelimi fark etmemde çok önemli bir rol oynadılar. Tüm kontrollerden uzaklaşarak insanın kendi bedenine güvenmesinin nasıl rahat bir ateşkes olduğunu gördükten sonra hayat daha hafif. Özellikle kenarda durup hareket halindeki herkesi izleyen o ufacık kendimle karşılaşma deneyimini bir ömür unutmayacağımdan eminim. Samimi tebessümleri ve yüreklendirici şefkatleri için Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanıma sonsuz teşekkürler.
Sezgisel beslenme sürecine başlamaya karar vermem aslında tam da birçok diyet deneyip sürekli tekrar eden döngülerde baştan almaya başladığım zamanda oldu. Daha fazla diyet hali içerisinde olmayı ve kendime belli kısıtlamalar getirmeyi istemiyordum. Sosyal medyada gönderilere bakarken karşıma sezgisel beslenmeye dair bu program çıktı. İlk başta biraz yazılanları anlamaya ve içselleştirmeye çalıştım. Ve kendimi bu program hakkında bilgi almak için mail atarken buldum. İlerleyen günlerde Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanımla tanışma fırsatı ve süreci aktarma fırsatı oldu. Onlarla görüşünce var olan kısır döngülerimden sıyrılmamı sağlayan bir süreç olabileceğini düşündüm. Programa ilk başladığımda zihnim karışıktı ve beslenmeyle olan ilişkime temas etmeye, kendine bağlan pratikleri ile kendime yakınlaşmaya çalışıyordum. Her hafta, her buluşma ayrı bir yerden beni yakalıyordu. Kendimi bu program içinde özel ve şefkatli hissettim. İlk pratiğimizin kendine bağlan pratiği olması ve program sonunda bu pratiğin ne kadar önemli olduğunu fark etmem bana çok iyi geldi. Beslenme, ihtiyaçlarım bunlara verdiğim yanıtlar ya da veremediğim yanıtlar, üzerimde bıraktığı etkiler ve süregelen bu sürece yakından şahit olmaya gönüllü olarak programı sürdürdüm. Bir araya geldiğimiz o saat dilimlerinde her an kendimde bir yerlere dokunan konuşmalar ve bilgiler duyuyordum. Kendimi ifade edebilmenin ve anlamaya çalışabilmenin gücünü bu program ile daha da anladım. Sanki var olan bazı durumlar vardı ama ben bunlara çok uzaklaşmıştım. Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanım ikisi de ayrı ayrı bana bolca destek oldu. Yemek yeme halim daha içten, samimi ve gözlemleyerek olmaya başladı. Yemekle olan ilişkimi anlamak aslında hayatımda birçok noktayı anlamamı ve tekrar eden döngüleri fark etmemi sağladı. Bu programda aklımda kalan bazı cümleler oldu. Her yer bir durma noktası, denemeye açık olmak, şefkatle yaklaşabilmek, tatmin olabilmek ve dahası. Bu programda olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Meselenin kilo vermek olmadığını meselenin kendimle olan ilişkime temas etmem olduğunu bana gösteren çok sevgili Ezgi ve Zümrüt Hanım'a bolca teşekkür ederim. Bu sürecin içinde olduğum ve hala sürece kendimi bırakıp denemeye devam ettiğim için çok mutluyum. Her şey için tekrar tekrar teşekkürler. ☺
Çocukluk yıllarımdan beri bedenimle ve yemekle kurduğum ilişki iyi olmadı. Yemek ile ilişkim açlık ihtiyacımı gidermek ve keyif almak yerine, kendimi cezalandırmaya yönelikti. İhtiyacım olandan daha fazla yemek yiyerek hislerimi yatıştırdığımı, kendimi sakinleştirdiğimi zannediyordum ama aslında olan şey kendimi suçlu hissetme ve mutsuz olma haliydi. Bu zaman içerisinde birden fazla diyetisyen görüşmeleri ve diyet yaptım. Kilo verdiğim zamanlar da oldu fakat her seferinde verdiğim kiloları geri aldım. Bu kısır döngü hayatımda uzun yıllar
yer aldı ve oldukça yıpratıcıydı. Son bir yıldır bu döngüyü değiştirme arzusu filizlenmeye başlamıştı, sezgisel yemeye yönelik araştırmalar yapıyordum ama hep bir şeyler eksik gibi hissediyordum. Beden.zihin.besin hesabını takip ediyordum. Sanırım beni en çok etkileyen programın adında geçen iki kelime; 'anlamak ve iyileştirmek' oldu. Postlarda yazılanları, programa katılanların yorumlarını okuduğumda her seferinde içimden burda beni anlatıyorlar dedim. Başlarda biraz korktum, çünkü diyet geçmişim, kendimce başarısız olduğunu düşündüğüm deneyimlerim beni kaygılandırıyordu. Zihnimde, ne yaparsam yapayım tekrar yeme atakları yaşayacağıma dair düşünce baskındı. Ama seanslara başladığımız andan itibaren doğru yerde olduğumu hissettim.
Ezgi ve Zümrüt Hanım ile yaptığımız seanslar benim için hem ruhsal hem de zihinsel anlamda ufkumu açan deneyimler oldu. Ezgi Hanım ile olan seanslarda bedenimle kurduğum ilişki başkalaştı, bedenimle belki de yıllardır kurmadığım bağlantıyı tekrar kurmamı sağladı. Zümrüt Hanım ile olan seanslarda ise yıllarca doğru bildiğimi sandığım bilgilerin ne kadar farklı olduğunu, diyet listelerinin, kısıtlamalarının bende yarattığı etkileri anlama fırsatı buldum.
Ezgi ve Zümrüt Hanım süreç boyunca her anlamıyla yanımda olduklarını bana samimiyetle hissettirdiler.
Kendime kızdığım, olumsuz olarak değerlendirdiğim her durumda, aslında bir yerlerde bir çiçek açtığını
görmemi sağladılar. Bedenimde açlık ve tokluk sinyallerine odaklanabilmek ve bunu hissedilmek çok önemli bir deneyimmiş. Bunu fark etmemi sağladıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Hislerimi cümlelerle anlatmak zor belki ama tek kelime tarif etmem gerekirse 'özgürlük' diyebilirim. Programı bitireli bir ay oluyor; seanslarda verdikleri bilgiler ve sonsuz destek zihnimde benimle o kadar bütünleşti ki, yaşam içindeki yeme deneyimlerinde, hatta yaşamın başka alanlarında da seanslara geri dönüp, onların güler yüzünü hatırlayıp kendimle iletişim kurma imkanı buluyorum. Farkındalıkla ve en önemlisi kendimi yargılamadan objektif olarak değerlendirme yapabiliyorum. Tam da bu sebeple bence 'Yemekle ile İlişkimizi Anlamak ve İyileştirmek' programı, katıldım ve bitti değil. Hayat boyu yaşayacağınız deneyimlerde, kendinize yaptığınız bir yatırım olarak sizin bir parçanız haline gelecek diye düşünüyorum. Bu programa katılarak sizinle tanışma imkanı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. İyi ki varsınız, en içten sevgilerimle...
Merve
Ezgi Hanım’la instgram’da bir reklam sonrası karşılaştım. Yıllarca diyet yaparak kilo verip, sonra verdiği kiloları geri alan biri olarak gene kilolarıma bir çözüm arıyordum. Yemek ataklarını durduramayıp, özellikle akşamları bir şeyler yiyip, sonra pişmanlık duyarak tekrar yemek yeme döngüsüyle günler geçiyordu.
Ezgi Hanım’ın sayfasına bakınca diyet listesi olmadan, yemek reçetesi olmadan kilo kontrolü sağlanabileceğinden bahsediyordu. Açıkcası hem çekici gelen, hem şüphe ve merak uyandıran bir bilgiydi benim için. Yılların getirdiği diyet yaparak başa dönme döngüsünden de kurtulmak istiyordum. O kadar yapılan diyetlerin, uğraşların boşa gitmesi mi yoksa sonuç elde edememek mi daha kötü bilmiyorum. Her seferinde de yaşanan hayal kırıklığı ayrı bir üzüntü.
Ezgi Hanım’la görüştükten sonra programa katılmaya karar verdim. Liste yok, saat aralıkları yok, tarif yok. Yıllardır doğru olarak gördüğüm, bildiğim her şeyi bir kenara bırakarak görüşmelere başlamıştık. Her görüşme benim için süprizlerle dolu geçti. Hepsinde yeni bir şeyler öğrendim. Yıllarca dört elle sarıldığım bilgileri değiştirmeme vesile oldu. Yeni yeni şeyler öğrendiğim, sıkı sıkı tutunduğum birçok yanlışı düzeltmemi sağlayan 8 hafta süren bir yolculuk yaptık Zümrüt Hanım ve Ezgi Hanım’la.
Kilo probleminiz varsa, diyet yapmaktan yorulduysanız, farklı alternatifler arıyorsanız kendiniz için yapacağınız en güzel uğraş Sezgisel beslenme pratiklerini öğrenerek hayata geçirmeniz. Alışkanlıkları bırakmak zor ama imkansız değil.
Özellikle akşam yemeğinden sonra bir yemek öğünü kadar daha atıştıran ben artık bu davranışı yapmayarak kendimi ne kadar alkışlıyorum bilemezsiniz :) . Liste yok, kural yok, kalori sayımı yok.
Sezgilerinize güvenin ve kendiniz için en güzel hediyeyi kendinize hediye edin.
Merhaba, bizi burada, bu cümlelerde buluşturan kesişim kümemiz yeme bozukluğu. Benim hikayem 20'li yaşlarımın başında Anoreksiya ile başladı. Bi yerlerden çekiştire çekiştire düzeltmeye çalışırken seneler içinde farklı evrelerini yaşadım. Bu gibi durumları 1-2 yıldır yaşayanlar için 6 sene "yok canım o kadar da değil" dedirtebiliyor. Ben iyileşmek ve bu "sorunu" gidermek için senelerdir arayış halindeydim. Makaleler, kitaplar, dergiler, videolar, filmler, eğitimler... Seneler evvel benzer durumları yaşayanların gönderilerindeki yorumları okurken biri 5 senedir boğuştuğunu yazmıştı. Abarttığını düşünüp, inanamamıştım. Oluyormuş.
Bu baştan sona kendimle savaşım. Kazanan yok. Kaybeden yok. İkiside benim, ikiside değilim.
Kendimden tiksindiğim, tükenip güçsüz düştüğüm, kendimi başarısız yetersiz bulduğum, inancımı yitirdiğim ve ne olursa olsun kimse bilmeyecek dediğim bi hal. Çaktırmamak için kendimi olabildiğince gizlediğim sürecimin son aşaması Bulimia. Son durak. İki seneden biraz uzun sürdü. İyileşme çabamdan ve boğazımdaki yanmadan, içimin kokusundan bıkmış, kendimden ümidi kesecek durumdaydım.Biraz yorum okumak için girdiğim sosyal medyada Ezgi hanımın paylaşımına denk geldim. Kendimden geçmiş halime bi can geldi. Umut! Ezgi hanım nahifliği ile bütün sorularımı tek tek yanıtladı. Programa başladık. Çok heyecan :) Küçük bir not: Merak ettiklerinizi aynı şekilde yanıtlayacağını bildiğim için ve spoiler vermemek adına içerikten bahsetmeyeceğim.
Çok tedirgindim ve korkuyordum. Güvenebilir miydim? Programa başlayınca ve sonrasında tüm süreçte hem Zümrüt hanım hem Ezgi hanım "anlaşılabilir miyim" noktasında ve diğer tüm tereddütlerimde beni en ufak bir şüpheye düşürmedi. Yer yer tökezlediğimde Zümrüt Hanım'ın tek bi cümleyle ayakta kalabilmeme vesile oldu. Şefkatlerini profesyonellikle birleştirmiş bu iki güzel insandan çok şey öğrendim. Ama her şeyden öte programa başlarken "kendini tanımak" gibi bi şeyle karşılaşabileceğimi düşünmemiştim. Bitirirken kendilerine de söylediğim gibi: Onlar benim çatlaklarımdan sızan gün ışığı oldu.
Merak edenler için, artık kusmuyorum 4 aydan uzun bir süre oldu. Bazen tökezliyor, düşüyorum ama yeme bozukluğuna tutunmuyorum. Bazen çok korkuyorum yineleyecek düşünceleri ile ama kendime tutunabilmek için çabalıyorum.
Benzer şeyleri yaşayanlar için söylemek istediğim bir şey var: Biz mucize istiyoruz, pıt! Sihirli değnek dokunsun iyileşelim istiyoruz. Çatlaklardan sızan gün ışığı bizi kabusumuzdan uyandırsın istiyorsak, önce biz kendimize emek vermeliyiz. Umut hep bizimle olsun. Sevgiler.
Programdan önce, yemek yemek benim için doğrudan mutluluk sebebiydi. Acıktığım için değil, mutlu olmak için sürekli bir şekilde yemek yiyordum. Ezgi hanımla iletişime geçip programa başlama sebebim yemekle ilişkimi düzeltmekti, fakat neyin doğru neyin yanlış olduğunu hatta problemimin ne olduğunu bile bilmiyordum.
Ezgi hanımla daha ilk seanslarda problemlerimi tespit etme şansını yakaladım. Üzerine düşündükçe yemek ile ilişkimin bozuk olduğunu, bunun sebeplerini tam anlamıyla kavradım. Ezgi Hanım bana çözüm yollarını öğretti. İşine çok hakim ve iletişimi çok başarılı. Yemeğe bakış açım değiştikçe ve öğrendiklerimi uyguladıkça kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Kilo problemim kendini orta vadede yok edecektir buna inanıyorum, önemli olan yemek yemenin ve besinlerin bende yarattığı hisleri değiştirerek sağlıklı bir bakış açısı sağlamaktı. Bunu da başardım. Kendisine çok teşekkür ediyor, iyi ki tanışmışız diyorum.
Geçtiğim son bir yılı geriye bakıp düşündüğümde bende kalan "iyi ki" lerin ilk sıralarında yer alıyor Ezgi ve Zümrüt Hanım. Yıllarca birçok diyet uygulayıp , kilo verip, bırakınca geri alarak geçti hayatım. Tam bunda bir yanlışlık var daha sürdürülebilir bir şey ile çözmem gerektiğini düşünürken instagramda karşıma çıktılar. Okuyunca denemek istedim ve hemen aradım. İyi ki aramışım.
Sekiz hafta boyunca programın sırası da çok iyi düşünülmüş; inişlerinizin çıkışlarınızın olduğu haftalara öyle güzel denk geliyor ki konular. Hiç soru işaretiniz kalmıyor. Sosyal mecralarda olan insanları aç bırakarak yapılan sürdürülebilir olmayan tüm diyetlerin nasıl da tuzak olduğunu fark ettiğim de şok oldum. Ezgi Hanım ve Zümrüt Hanım tamamen bilimsel yöntemlerle açlığı farkedip, tatmin olarak sofradan kalkmanızı, açlık çeşitlerini, durmayı, yavaşlamayı, kendinizi her haliyle sevmeyi öyle güzel hayatınıza oturtmayı başarıyor ki inanamıyorsunuz. Gözünüz açılıyor. Suyun altında nefessiz kalıp tekrar suyun üstüne çıkıp nefes almış gibi hissettim. Etrafımda olan bütün güzellikleri görmeye başladım. İşte tüm bunlar olurken kilo, yiyecekler hepsi yerli yerine kendiliğinden oturup hiç de başlık yapılacak bir konu olmuyor sizin için. Tüm bu tuzaklara düşmeden önce ,tıpkı çocukluğumdaki gibi sadece aç olduğum için ve keyif alarak özgürce yediğim odağımın yemek dışında bir dolu güzelliğe çevirdiğim o günlere tekrar geri döndüm. Ezgi Hanım, "Yemek ile ilişkiniz hayat ile ilişkiniz gibidir" demişti. Gerçekten de o hızlı hızlı yemelerim hayatı telaşlı yaşamam ile aynıydı. Tok olduğum halde tıkınırcasına yemelerim, hayır diyememem ile aynıydı. Şimdi daha dingin, hayattan keyif alan, ne istediğini bilen bir Burçak var. En önemlisi kendimi her halimle seviyor ve kabul ediyorum. Kendimin görüntüm dışında güzel olan bir dolu yönüm olduğunu tekrar hatırladım. Bir sofraya oturduğumda yiyeceklerden daha güzel olanın o anı yaşamak ve paylaşmak olduğunu gerçekten hissederek farkettiğinizde dünyalar sizin oluyor.
İyi ki karşıma çıktınız Ezgi Hanım ,Zümrüt Hanım. Bütün bu güzellikler bende kalmamalı. Benim üstüme düşen, benim gibi bir ileri iki geri yapan herkese ;yaşanacak güzel bir hayat olduğu, diyet endüstrisinin tuzağına düşmeden , farkına varılarak çözümün olduğunu anlatmak olmalı diye düşündüm. İnşallah ihtiyacı olan herkesin karşısına çıkarsınız. Minnettarım .Sevgiyle kalın 🙏🙏🙏
Bir gün artık hiçbir şeyin düzelmeyeceği, hayatıma tamamen yerleşmiş yeme bozukluğumun üstesinden gelemeyeceğimi düşündüğüm o gün instagramda tesadüfen karşıma çıktınız, umutsuz bir şekilde yazdım, belki bir yardım bulurum umuduyla ama hiçbir beklentim de yoktu. Hem terapi hem de beslenme önerileri ile bir yol açıldı hayatımda ve yavaş yavaş değişti her şey. Önce yeme bozukluğunun ne olduğunu, neden olduğunu çözümledik, sonra hayatı diyet yapmakla geçen biri olarak, diyet mantığını hayatımdan çıkarttık ve yemeklerle barışmamı sağladınız ama bunun bir süreç olduğunu ve 10 yıldır devam eden sürecin de yavaş yavaş geçeceğini, ancak hiçbir şeyin başa dönmeyeceğini de görmemi sağladınız. Şimdi bu yolda yürüyorum ve umutluyum artık çünkü hayatıma en büyük kötülüğü yapan yeme bozukluğumun üstesinden sayenizde geldim. Geri dönmeyecek buna eminim ancak bir gün yine ihtiyacım olduğunda da her zaman sizin varlığınız bana destek olacak. Çok teşekkür ederim… iyiki kesişti yolum sizinle 🙏🏻
Bu program sayesinde 15 yıldır süren yeme bozukluğum iyileşti. Hiç umudumun olmadığı bir noktada karşılaştık ve Ezgi Hanım sayesinde başladım, bugün sadece iyi ki karşılaşmışız diyorum. Gerçekten hem Zümrüt Hanım'ın hem Ezgi Hanım'ın tutumları o kadar şefkatli ve anlayışlı bir noktadandı ki her seans kendimi evimde hissettim. Her şey için tekrar çok teşekkür ediyorum iyi ki yollarımız kesişti!
10 yıldır devam eden yeme bozukluğum sadece bir kaç hafta içerisinde hiç tahmin edemeyeceğim şekilde bitti, bitti diyorum evet çünkü artık her şeyin başka biri tarafından kontrol ediliyormuş hissinden ipler benim elimde hissine geçtim ve gerçeği gördüm, bu süreci yenerken aynı zamanda mevcut duygudurumum da çok iyi düzeye geldi ve bana kattıkları burda bitmedi, bu süreç sayesinde bana çok daha iyi bir yaşam sundu. Artık istediğim zaman, istediğim şeyi aşırı yeme atağı düşüncesi aklıma gelmeden yiyebiliyorum, çünkü artık korkmuyorum, zihnime yüklenen her yanlış kalıp silindi gitti…
Ezgi ve Zümrüt Hanım'a, kafamdaki sözde sağlık algısı ve ideal kilo peşinde denemediğim moda diyet kalmamış, çok yorulmuş ve bir arpa boyu yol alamamış bir haldeyken rastlamam hayatımın en önemli şanslarındandır. Çünkü şu anda, onlarla geçirdiğim süreçle edindiğim bilgi ve deneyimle baktığımda, beslenme endüstrisinin pençesinde ciddi komplikasyonlara sürüklenmenin işten bile olmadığını görüyorum.
Programın uzunluğu, içeriği ve takip süreci ile bence kusursuzdu. Beslenme bilimi tarafında Zümrüt Hanım, psikolojik ve bedensel farkındalık ve duygusal denge kazandırma tarafında Ezgi Hanım'la ilerleyen program tamamen benim sorunum üzerinde odaklanarak devam etti. Seanslarda kopyala yapıştır söylemler yoktu; Her şey benim hikayeme ve durumuma özeldi. Doğru beslenmeyi öğrettiler, tokluğun ve bedenini dinlemenin nasıl bir şey olduğunu hatırlattılar. Ve bitmek tükenmek bilmeyen kalori ve karbonhidrat pazarlıklarıma sabırla katlandılar :) Şu andaki durumuma gelince; İçimdeki kalori sayar ses tam olarak sustu dersem yalan söylemiş olurum, günümüz dünyasında bu zor. Ama bu sesin beni kontrol edemediği bir denge noktasına oturdu beslenme düzenim. Ayrıca, zannetmiyorum ama günün birinde tekrar yardımcı ellere ihtiyaç duyarsam orada olacaklarını bilmek çok değerli.
Her şeyin reklam ve para için olduğu beslenme ve diyet sektöründe iki paha biçilmez mücevher onlar benim için. Daha çok insanla yollarının kesişmesini diliyor ve herkese gönül rahatlığıyla öneriyorum.
Sevgili Zümrüt Hanım ve Ezgi Hanım,
Sizlerle karşılaşmadan birkaç gün önce kurduğum cümleler hala aklımda: "Mesele kilo değil galiba. Benim yemek yemekle ile ilgili bir sıkıntım var. Yemek yemek böyle bir şey olmamalı."
O günlerde 9 yaşında başlayan diyet, tıkınma sarmalımda artık içinden çıkamadığım, beslenmek istediğim için kendimi sürekli suçlu hissettiğim , beslenmeye izin verdiğimde yarınlar yokmuş gibi tıkınıp, kendimden belki de nefret ettiğim bir noktadaydım.
Kilo almamak için çabaladıkça kilo alıyordum.
Bedenimle ilişkimse daha acıklıydı. Bedenime küsmüştüm. Cezalandırıyordum adeta. Nemlendirici sürmeyeli dahi aylar olmuştu. Ne gerek vardı ki... Değmezdi.
Gardropta 'zayıflık kıyafetlerim' bana bakıyordu. Bu bedenime göre bir şey almıyor ve bunu hak etmediğimi düşünüyordum. Değmezdi.
Ama ta küçük bir çocukken beri içimde bastırmaya çalıştığım o ses artık baş kaldırıyordu aynı günlerde. "Yemek istiyorum, doymak istiyorum, korkmamak istiyorum yemekten, hesaplamamak istiyorum, o kalıplara girmek istemiyorum, kime göre zayıf olmalıyım, ne kadar zayıflarsam mutlu olacağım, kimin beklentilerini karşılamaya çalışıyorum?"
Ve bu cümlelerle kafam dopdoluyken harika bir tesadüf eseri, benim gibi düşünen bir tek kişi vardı belki diye aramaya koyuldum ve sizi buldum.
Başıma gelen en güzel birkaç şeyden biri bu.
Her şeye sıfırdan başladık. Yemek yemek ne demekti, beslenmek, doymak, acıkmak, hareket etmek, nefes almak hatta....
Her geçen gün değiştim, beni görenler "ışıldıyorsun!" demeye başladı. Işıldıyordum, çünkü en temel ihtiyacımı karşılamak konusunda kendime karşı şefkatli, bedenimi de güzelleştirmeye, süslemeye layık buluyordum artık.
O günlerde eski bir fotoğrafıma takıldı gözüm. Nasıl zayıftım. Belki 10-11 aydır günlük bazal ihtiyacımın bile altında besleniyordum. Giyinip süslenip poz vermişim, altında bir zafere imza atmışım gibi tebrik mesajları, övügler... Kabul edilmişim (!) Oysa hastaydım ben fotoğrafta, açım, uykusuzum, mutsuzum, kaslarım zayıf, bedenim çırpınıyor, saçlarım dökülüyor ama 'iyi görünüyorum'. Öyle sanmışım...
Sizden çok şey öğrendim. Bu yolun uzun ve meşakkatli olduğunu biliyorum ama;
İyi ki karşılaşmışız.
İyi ki ulaşılabilirsiniz.
İyi ki varsınız.❤️
Telif Hakkı © 2024 beden.zihin.besin - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Destekli